KOBİ AÇILIMI VE FERYADI


(Not: Bu yazı Ekim.2009 tarihinde ihkupcu.com sitesinde aynen yayınlanmıştı.)

Bilindiği gibi, %13,5 ile, dünyada en çok küçülen ekonomi Türkiye oldu. Ekonomimizin küçülmesinden en çok etkilenen kesim de, KOBİ’ler oldu. Bu durumun öncelikli sebebi KOBİ’lerin yaptıkları işlerin paralarını tahsil etmekte çektikleri güçlüktür.
KOBİ’lerin satışları banka kredi kartı, leasing, ipotek gibi sağlam yöntemlerle olmamaktadır. Devlete iş yapan KOBİ’lerin sayısı az olmakla birlikte, devletin ödemeleri de KOBİ’ler geri planda düşünülerek yapılmaktadır.

Dolayısıyla KOBİ’lerin sıkıntıları zararına iş yapmaktan veya iş bilmezlikten değildir.

KOBİ’lerin Ülkemizin Yapısına Genel Faydaları

KOBİ’ler özellikle Anadolu’da bütün bölgeleri kapsayacak şekilde, dinamik bir ekonomik yaşam oluşturmaktadırlar. Ayrıca ekonomik refahın tabana yayılmasının en önemli aracıdırlar. Daha çok büyüyenleri bugün "Anadolu Kaplanları" olarak nitelenmektedir.

KOBİ’ler yerel seviyede yarattıkları ekonomik başarı hikâyeleriyle, (Gaziantep, Konya, Kayseri, Çorum ve Denizli vb. gibi) Anadolu’yu azgelişmiş, geleneksel, tamamıyla tarıma dayalı ve değişime kapalı bakış açısının değişmesinde önemli bir rol oynamaktadırlar.

KOBİ’lerin, küresel ile yerelin farklı eklemlenme biçimleri olduğunu göstererek, yerele dönük bir muhafazakâr modernleşmeyi benimsedikleri bütün dünyada kabul edilmektedir.

KOBİ’ler demokrasinin ve ahlâk temeline dayanan serbest ekonominin ana sigortalarından biridir. Politik ve sosyal sistemlerin denge ve istikrar unsurudurlar.

KOBİ’ler insanımızın mesleki ve teknik eğitimine ve istihdamın ülke çapında yaygınlaşmasına vesile olurlar. Büyük şehirlere yığılmaları azaltırlar.

Türkiye’de bankacılık sistemi gerçek anlamda olmadığından, ferdi tasarrufları KOBİ’ler yönlendirir ve hareketlendirirler.

KOBİ’ler olmadan büyük sanayi işletmelerinin ülkeye katkısı olmaz. KOBİ’ler büyük sanayi kurumlarının vazgeçilmez destekleyicisi ve tamamlayıcısıdırlar.

KOBİ’lerin Ekonomiye Katkıları

Ülke ekonomisindeki yeri ve önemi açısından KOSGEB tarafından çıkarılan oranlar bulunmaktadır. Ancak yeni veriler yoktur.

KOBİ’ler, imalat sanayinde faaliyet gösteren işletmelerin % 99,5’ini oluşturmaktadır,
İmalat sanayindeki istihdamın % 61,1’ini KOBİ’ler oluşturmaktadır, (Bazı kaynaklarda %76 olarak verilmektedir.)

KOBİ’ler ülkedeki yatırımın %56,5’ini sağlamaktadır. KOBİ’ler ülkedeki Katma Değerin %37,7 sini yaratmaktadır. (Bazı kaynaklarda %26,5) KOBİ’ler ihracatın %10’nunu yapmaktadır.

KOBİ’lerin kredilerden aldıkları pay ise sadece %3’tür.

KOBİ’ler için verilen rakamlar resmi muhasebe ve anketler üzerinden olduğundan aslında, KOBİ’lerin ülke ekonomisine gerçek katkıları daha fazladır. Çünkü kayıt dışı ekonomi daha çok KOBİ’lerdedir. Bunun en önemli sebebi, hükümetlerin gerek ekonomi yönetiminde gerekse KOBİ’lere uyguladığı hatalı ve eksik kurallardır.

Devleti yöneten hükümetimiz ekonomimizin dünyada en çok daralan ülke olması üzerine bazı tedbirler aldılar. Otomobil satışını artırmak için kendi vergi gelirlerinden milletimiz adına ve kimseye danışmadan fedakârlık ettiler. Ancak, otomobil sanayinin ülkemize bıraktığı katma değer resmi rakamlarda %5 ile 6 arasında değişmektedir. İstihdamdaki payı ise daha düşüktür. Vatandaşlarımızın ellerindeki son birikimlerin veya son borçlanma imkânlarının otomobil gibi geri dönüşümü olmayan, aksine masraf kapısı olan bir işe yatırılması ekonomimiz için hiçbir iyileştirme yapmamıştır. İnsanlarımızın son tasarruflarının yurt dışına resmi olarak çıkmasına vesile olmuştur.

Gelişmiş ülkelerin yayınlarını incelediğimizde sanayi ve üretime ayırdığı kaynağın %70’ini KOBİ’lere vermektedir. Ülkemizdeki KOBİ’ler ise, istihdama ve vergi gelirlerine katkıları açısından gelişmiş ülkelerin standartlarına uygun olmalarına rağmen, aldıkları pay %3 gibi çok düşük bir rakamdır. Bu küçük payı bile alabilmek için KOBİ’lerin sırat köprüsünden geçmeleri gerekmektedir. Ayrıca bu kaynakların büyük çoğunluğu kısa vadeli krediler şeklindedir.

Sanayici KOBİ’ler o ülkenin, görünmeyen kahramanlarıdır.

Her atölye bir kaledir.

Sanayicilik; zaman kavramı, iş disiplini, teknik bilgi ve beceri ile sabır gerektirir. Bu özellikleriyle iş hayatının diğer alanlarından daha zorludur.

Yukarıda belirtilen ve yazılmayan faydalarına karşın günümüzde KOBİ sahiplerini en güzel tanımlayan söz: “Sanayici KOBİ malına baka baka, borç içerisinde ölür.” deyişidir.

Ülkemizin ekonomik krizi en az toplumsal tahribatla atlatabilmesi için KOBİ’ler üzerlerine düşen fedakârlığı yapmaya hazırdır. Ancak kalkınmak isteyen ülkeler sanayileşmenin yükünü paylaştırmalıdır.

ACİL ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

KOBİ’ler olarak üzerimize düşen görevlerini yerine getirirken, Devletimizi yönetenlerden de aşağıdaki katkıları yapmalarını beklemektedir.• İstihdam üzerindeki vergi ve sigorta yükleri konusunda 2010 yılı sonuna kadar geri kalmış yörelerdeki yönetmenliklerin aynısı uygulanmalıdır.

• Vergi ve SSK borçları faizsiz olarak 2010 yılı 1 Mayıs gününe kadar ertelenmeli ve hiçbir haciz işlemi yapılmamalıdır.

• KOSGEB listelerine kayıtlardaki ve KOSGEB kredilerindeki sırat köprüleri kaldırılmalıdır. Ayrıca bankalara ipotek vermeden 100.000 TL’ye kadar kredi alabilmeleri için yeni imkânlar sağlanmalıdır.

• Yurt dışına çıkış yasağı için konulan limitler yükseltilmeli veya 2010 yılı sonuna kadar uygulanmamalıdır.

• İş hayatının hareketlenmesi için yatırımlara ağırlık verilerek, tedavüldeki para miktarı artırılmalı (en azından GSMH’nın %10’nuna çıkarılmalı) ve yatırımlara öncelik verilmelidir.

• KOBİ’lerin menkul varlıklarının KGF (Kredi Garanti Fonu) tarafından sigorta ettirilerek bankalardan orta vadeli kredi alabilmeleri sağlanmalıdır.

• KOBİ’lere verilecek istihdam kredilerinde kaynak olarak işverenlerden alınan işsizlik fonu paraları değerlendirilebilir.

Yorumlar